13.06.2015

Ben Küçükken Mimi



     Adımımı yeniden atışımla gördüğüm ilk mim ben küçükken mimi oldu deep sayesinde ve çok hoşuma gitti bu mim ben samimi olan mimlere bayılıyorum çok içten ve sıcak oluyor... şimdi elimde kahvem başlıyorum küçüklüğümü anlatmaya :)

   Ben küçükken diye başlayıp anlatacağım hiç güzel anılarım yok aslında çok zor bir çocukluk geçirdim şimdi anlatsam içiniz kararır...ama ufak tefek şeyler bile mutlu ederdi beni ben onlarla başlayayım mesela içiniz kararır demişken aklıma kahve geldi...

  Üç yaşında ağzıma almışım kahveyi annem çok kızmış...beş yaşına kadar durduramamış misafir bardaklarında kalanları gizliden içerdim annem görmeden.. en son eve gelen bir teyze bana ''annenin sözünü dinle kahveyi içersen kararsın'' demişti...
sen misin diyen birazda esmerdi teyze hiç unutmam beş yaşında verdiğim laf ''sende mi annenin sözünü dinlemedin de kara kuru bir şey olarak büyüdün'' dememle annemin terliğini yemem bir olmuştu :) 

  Küçüklükten beri aşığım kahveye ben hemde çok kokusu... sıcaklığı bir kalpten daha samimi geliyor bazen bana ne bilim öyle işte...

   Bana hep göçmen olduğum söylendi ama nerden göçmeniz birde ben bileydim iyiydi okul hayatım boyunca... çerkez misin? avrupalı mısın? nerelisin? ne cins bir şeysin? Ne bu güzellik nerelisin? ah bende bir bilsemmm diyerek kaçtım sonra hocalara kadar allahım her yeni gelen hoca sınıfa girer girmez önce beni kaldırırdı orta sıralarda otururdum anca sıra gelmesi lazım yani ama yok.. hep gözlerine batardım ve yine o soru.. sen nerelisin...

  Evi bastım artık babama ''nereliyiz ya biz nereliiii nerden geldik'' diye bağırmıştım sinirden...öğrendim ki ''asya göçmeniymişiz.'' anne tarafındanda bulgaristan...şimdi o hoca gelsinde kaldırsın yine dedim...

  Yeni bir hoca geldi daha 10 yaşlarındayım işte... büyük bir gururla nerelisin sorusunu cevapladım...hoşumada gitti hani havalı geliyordu o yaşlarda.. biri suriye biri ıraktan gelme çoktu ben asyadan geliyordum off ne hava ama ... anladım ki havanında söndüğü yer varmış ... hocama asya göçmeniyim anne tarafımda bulgar deyince... hoca hımmm türkmensin yani demez mii?? yok hayır değil.. dememle hocayla inatlaşmamız başlamıştı.
Ne bilim ben küçüğüm asya tarafından gelen göçmen türklere türkmen dendiğini inatlaşmanın sonunda yediğim cetvelle öğrenmiştim ...

  Ama lise bambaşkaydı bir ingilizce hocamız vardı selanik göçmeni...daha ilk defa derse girmişti saçları sarı gözleri yeşil hepimiz hayran kalmıştık :) sınıftada iki tane göçmen kız vardı ben dışında birisi sadece bulgar birisi sadece selanik...ben dedim hıh kesin şimdi beni gözü görmez selanikle bulgarı kaldırır....derken yine ben ''sen türkmen misin dicem ama bulgarlıkta var mı'' demez mi ahh gelde gülme şimdi.. ne dicemi artık bilecek yaştayım.. ''evet hocam'' dedim ama adam öyle bir şey dediki '' bizler mutasyona uğrayıp geliyoruz türk olarak sen nasıl natural kaldın bu güzellik ne'' hoşumamı gitsin yoksa sınıfın en çok hocanın sevdiği kız olmamdan ötürü dışlanmama mı üzüleyim :( bilememiştim...

  Bir de 5 yaşındayken yazdığım ilk aşk şiiri vardı...annemin yakalamasıyla çöpe giden :D
   Beş yaşındaki kızın aşkından nolur yazmışım işte nasıl da ağlamıştım kağıdı yırta yırta şöminemiz vardı o zaman evimizde şömineye atıp yakmıştı... iki üç cümlesi aklımda ...

 Maviş gözlüm...annemden sakladığım
...geçerken bir bakıyorsun...
Oyuncaklarımdan çok seviyorum

 O zaman parka her gittiğimde mavi gözlü oynadığım salıncakta birbirimizi salladığımız bir çocuk vardı gözleri masmaviydi pekte şekerdi...hangi akılsa yazmışım annemin buluşuyla sona erdi aşkım kül oldu :)

Bir de küçükken en sevdiğim şey köşe bucakta yaşanan masum aşklara şahit oluşumdu ... o zamanlarda sevdiğinin elini tutmak öpüşmekten daha anlamlıydı... gözlerine bakmak sarılmaktan daha bir heyecan vericiydi...şimdiyse iki gün el ele dudakdudağa olup ertesi gün birbirlerinden nefret ediyorlar... bakıyorumda ne hale gelmiş her şey...

Bizim mutluluklarımız bir salıncak, bir iki kitaptı...kitap demişken okumayı kendim öğrenmiştim ama nazar değmesin diye annemin saklayışını unutmuyorum ...

ben okumayı beş yaşında sökmüştüm...annemler kitap okurken çok kıskanırdım bana okumasınlar kendim okuyayım isterdim ama hiç öğretmezlerdi...birde zekiydim ki öğrenmemden korkarlarmış okulda sıkılırmışım okulu sevmezmişim diye öğretmek istememişler... o zaman inadımı farkettim...gazetedeki harfleri ezberledim babam yurtdışından kitaplar getirirdi çocuk kitapları harfler falan yazardı meyvelerle ''elmanın e si'' gibi harfleri ezberledim dedim gerisi gelir baktım ''te-se-ce'' ama dedim niye konuşurken o ''e'' ler olmuyor e harflerini aradan çıkarark okusam dedim...aldım gazeteyi ''yıldız'' yazıyordu...e leri atarak okuduğumda baktım ki sökmüşüm...ama annemden sakladım kendi başıma kitapları okurken ''boşboş ne bakıyorsun'' dediğinde zoruma gitmiştide bir sayfayı gözünün önünde okuduğumda pes dedi ve üç sene saklamıştı :) 1 yılda öğretmenimden sakladı...oda yaptığım resmin altına adımı yazmamla ifşa olmuştu :) hala inanmazlar bes yaşında öğrendiğime :) varsın inanmasınlar napim yani inadım tutmuş :)

2 yorum:

  1. :) harfler okuma yazma öğrenmenin hikayesi çokoş yaa. demek çok inatçıydın. e'leri atarak okumak. nası düşündün böle bişiyi yaa :) kahve kararması. bak demek ki kararmamışsın. :) göçmenlik türkmenlik hikayen de çok tatlı ama ki :) inatçı ve değişikmişsin küçükken evet. :) şiir ise valla çok iyi. oyuncaklardan çok sevmek çok iyi yaaa :) ama başta demişsin. küçükken herhalde ailevi olarak mutlu değildin of yaa. tüh valla. bu büyükleri hep dövmeli yaa. büyükler küçükleri hep üzüyo değil mi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya büyüyünce unutuyorsun gülerek hatırladığım şeylerde var tabiki :)

      Sil